08/07/2004 ZAMAN TÜRKİYE "ESKİ SEZER"`İ İSTİYOR Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Anayasa Mahkemesi Başkanlığı döneminde yaptığı açıklamalar ve cumhurbaşkanlığının ilk yıllarında sergilediği tavır, vatandaşların takdirini topladı. Tasarrufa önem vererek mütevazi bir yaşam tarzını benimseyen Sezer’in memurların yargısız infazını öngören kanun hükmünde kararnameye karşı çıkması halktan büyük destek gördü. Ancak daha sonraki uygulamaları, birçok kesimin tepkisini çekti. Geçmişte insan hakları ve özgürlüklerin genişletilmesine sık sık vurgu yapan Sezer’in uygulamada aynı hassasiyeti göstermemesi eleştiri konusu oldu. Cumhurbaşkanı’nın, Meclis'ten geçen önemli yasaları veto etmesi de bu düzenlemelere umut bağlayan hükümetin işini zora sokuyor. Ekonomik getiri beklenen yasaların Çankaya Köşkü'nden dönmesi, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yeni bir anlaşma yapmadan yola devam etmeyi düşünen iktidarın elini kolunu bağlıyor. AK Parti'ye göre, Sezer'in onaylamadığı yasaların ekonomik maliyeti 25 milyar doları buluyor. 3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidara gelen AK Parti'nin çıkardığı kritik yasaların çoğu Çankaya Köşkü'nden geri dönüyor. Anayasa'nın verdiği veto hakkını sıkça kullanan Cumhurbaşkanı Sezer, ortalama ayda bir yasayı Meclis'e iade ediyor. Sezer, Kasım 2002-Temmuz 2004 arasında toplam 21 yasayı veto etti. Bunlar arasında, orman vasfını yitiren arazilerin satışını öngören 2-B'lerle ilgili yasa ile kızılağaç ve kestaneliklerin orman kapsamından çıkarılmasına ilişkin düzenleme önemli bir yer tutuyor. Her iki değişiklik de üçte iki çoğunlukla Meclis'ten çıkarılmasına rağmen Köşk'e takıldı. Sezer, 2-B'leri iki kez veto etti. Orman yasalarıyla ilgili düzenlemeler, bugüne kadar açıklanan en büyük kaynak paketi özelliğini taşıyor. 2004'ün sonunda Türkiye'nin IMF ile stand-by anlaşması sona eriyor. Hükümet, IMF'ye ihtiyaç duyulmayacak bir ekonomi programı için yerli kaynaklara umut bağlamıştı. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, 2-B'lerin çıkarılması durumunda Hazine'ye en az 20 milyar dolar gireceğini savunuyor. Bununla IMF borçlarının ödenebileceğini düşünen hükümet, yeni yasama döneminde bu düzenlemeyi tekrar Meclis gündemine getirecek. Vergi Barışı 2 milyar dolar getirdi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, AK Parti iktidarının ilk günlerinde Vergi Barışı Yasası'nı da veto etmişti. IMF'nin en fazla 750 milyon dolar gelir beklediği yasayı tekrar çıkaran hükümet, yaklaşık 2 milyar dolar gelir elde etti. Yine büyük tasarruf beklenen, nüfusu 2 binin altındaki belediyelerin kapatılmasına ilişkin yasa Çankaya Köşkü'ne onaylatılamadı. Sezer'in 5 ay önce veto ettiği düzenleme, Belediyeler Yasası'nın içine konularak bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçirildi. Hükümet, Çankaya Köşkü'nden dönen 21 yasanın 9'unu TBMM'de bekletiyor. 10 bin fakir öğrenciye burs verilmesi ve TÜBİTAK'a ilişkin değişiklikler ise Anamuhalefet partisi CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü. Piyasalar gerilim istemiyor Zaman'ın sorularını cevaplayan Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Meclis'ten geçen yasaların Çankaya Köşkü'nden geri dönmesinin önemli ekonomik kayıplara yol açtığını söyledi. Kuzu, "Türkiye 2-B'lerden gelecek 25 milyar dolardan mahrum kaldı. Zamanında çıkmayan bazı yasalar istihdam sorunu doğuruyor. Cumhurbaşkanı ile hükümet arasındaki gerilim görüntüsü de piyasaları olumsuz etkiliyor." dedi. Yasaların Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenebildiğine işaret eden Burhan Kuzu, bu sebeple veto yetkisinin asgari düzeyde kullanılması gerektiğini savundu. Kuzu, Türkiye'nin bu sorunları aşması için başkanlık veya yarı başkanlık sistemine geçilmesinin zorunlu olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Burhan Kuzu'nun daha önceden hazırladığı cumhurbaşkanının yetkilerini sınırlayan Anayasa değişikliği paketi henüz Meclis gündemine gelmedi. AK Parti, CHP ile uzlaşma sağlayarak bu değişiklikleri yapmak istiyor. Ancak Anayasa değişikliğini ele alacak Partilerarası Uzlaşma Komisyonu, CHP'nin üye vermemesi sebebiyle iki yıldır toplanamıyor. AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara da, bazı kurumlar ile aralarında ‘hız ve anlayış' farkı olduğunu söyledi. İncekara, “Cumhurbaşkanı isterse veto hakkını ön kesme için kullanır, isterse milletin önünü açar. Ancak yetkiler ön kesme için kullanılırsa o zaman bu yetkiyi verenler tarafından tartışılır hale gelir.” dedi.