07/11/2004 MİLLİYET SERPİL YILMAZ KÖŞE YAZISI KANSER VEYA TRAFİK KAZASI GERİDE KALIYOR LAHEY Avrupa Birliği dönem başkanı Hollanda'nın başkenti Lahey'de AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu'nun düzenlediği "Türkiye'de Kadın Erkek Eşitliği" üst başlığı altında "Kadına Yönelik Şiddet ve Töre Cinayetleri" paneli, ülkenin içinde bulunduğu özel koşullar nedeniyle, ayrı bir öneme sahip oldu. Programda açış konuşmaları yapmak üzere panele katılacakları yönünde duyuru yapılmasına karşılık, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Lahey'de bulunmadı. Bunun en önemli nedeni geçtiğimiz günlerde Hollanda'nın Amsterdam kentinde, İslamda şiddeti konu alan bir film çeken yönetmen Theo van Gogh'un Faslı bir genç tarafından öldürülmesi nedeniyle ortaya çıkan güvenlik sorunuydu. AKP milletvekilleri Nimet Çubukçu ve Halide İncekara'yla birlikte; toplantıya Türkiye'den AKP Kadın Kolları Başkanı Selma Kavay ve AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu'nda görev alan Sema Ramazanoğlu, Ayşe Böhürler, Belma Satır'ın yanı sıra ilahiyatçı kadınlar Hidayet Şefkatli Tuksal ve Fatma Bayram'la İsveç Büyükelçisi Anne Dismorr, BM Türkiye Temsilcisi Anne Birgitte katıldılar. Uluslararası Af Örgütü Başkan Yardımcısı Kate Gilmore, Avrupa Parlamentosu Milletvekili Emine Bozkurt, Hollanda'da yaşayan Avukat Famile Aslan da toplantı konuşmacıları arasında yer alan Türkiye dışından katılımcılar olarak dikkat çektiler. Kadını öldüren eş! AKP'nin düzenlediği toplantıya, Hollanda'daki kadın ve insan hakları kuruluş temsilcilerinin de ilgisi vardı. Bunlar içinde Türkiye'deki araştırmalarını da gündeme getiren "Siyah Lalenin Kaybolmuş Yüzleri" grubunun temsilcileri Yeter Akın ile Seren Dalkıran ve TransAct grubu temsilcisi Sezai Aydoğan'ın gözlem ve saptamaları toplantının hedefini niteler durumdaydı. Hükümeti temsilen panelde konuşan Çubukçu ve İncekara, son iki yılda Meclis çatısı altında 5000 maddede yapılan değişiklikle birlikte, kadına yönelik ayrımcılığı ve şiddeti önlemeye yönelik yasaları anlatırken, dinleyici sıralarda uygulamalar sorgulandı. Bu bakış açısı BM ve Uluslararası Af Örgütü adına konuşma yapan kadınlarda da görüldü. Avrupa'da her beş kadından birinin şiddete uğradığı rakamı ne kadar çarpıcı gelir bilmiyorum ama Kate Gilmore'un ifadesi olayın dünya yüzündeki etkisini daha iyi ortaya koydu. Dünyada trafik kazalarından ve kanserden ölen kadın sayısından daha fazla aile içi şiddet nedeniyle öldürülen kadınlardan söz etti. Gilmore ayrıca öldürülen kadınların yüzde 70'inin failinin de eşleri olduğu bilgisini verdi. Kadınlar için bu kadar güvensiz bir dünyada gelenek ve dinsel gerekçelerle cinayetler karşısında susmanın bile ne kadar büyük bir insanlık suçu olduğu vurgusunun yapıldığı toplantıda Aydoğan'dan Hollanda'daki durumu öğreniyorum. Hollanda'da bu yılın başından beri üç Türk kadını "töre cinayetine" kurban edilmiş. Toplam kadın cinayeti sayısı ise bir yılda 70'i bulmuş. Hollanda bu durumu önlemek için yeni düzenlemeler getirmiş: - Şiddete uğrayan kadın 3 ile 6 ay arasında kadın sığınmaevinde kalıyor. - Gidecek bir evi yoksa belediye ev veriyor. - Geçimi için maaş bağlıyor. - Mesleki eğitimden geçiriyor. Uygulama tartışmalı Toplantı sırasında Türkiye'ye yöneltilen soruların başında, 'Yasalar çıksa da, uygulamada neler oluyor?" Selma Kavay'a soruyu biraz daha somutlaştırıp yöneltiyorum: Aksiyon planınız var mı? Önümüzdeki günlerde İsveç'te düzenlenecek Kadın ve Şiddet paneline gideceklerini belirtiyor. Bu panel uluslararası alanda önem taşıyor. Bu toplantıda neden olmadığını bilemediğim Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Güldal Akşit de panelde bulunacak. Toplantı sonucunda hazırlanan rapor, AB'nin 17 Aralık görüşmelerinde başvurduğu kaynaklar arasında anılacak. Milletvekillerine veya AKP teşkilatlarına yönelik bir söylem birliği var mı? Kavay, kadın teşkilatlarında bu yönde bilgilendirme toplantıları yapmaya başladıklarını belirtiyor. Benim arzum, yasaları çıkaran milletvekillerinin de aynı söylem platformuna çekilmesi... Kamer, Kagider, Uçan Süpürge gibi kadın sivil toplum örgütlerinin çalışmalarının da sık sık anıldığı panelde, kadın sığınma evlerinin sayı ve nitelik olarak AB normları ölçüsüne getirilmesi ve ilköğretim açığının giderilmesi başta olmak üzere kadınların meslek sahibi edilmesi perspektifine dikkat çekildi. Türkiye'nin kadın - erkek eşitliğinde yasalar önündeki konumu AB'nin çok uzağına düşmüyor. Sorun daha çok uyguluma alanında görülüyor. Yine Hollanda'da sorgulanan son durumu aktarmak isterim. Karnına Kuran - ı Kerim'e geçirilmiş bir bıçak saplanarak öldürülen film yönetmenini öldüren Faslı genç Muhammed B. Hollanda'nın emniyet kayıtlarında eşine uyguladığı şiddetle yer almasına rağmen, engellenememiş. Burada emniyetin zaafı da Hollanda kamuoyu tarafından sorgulanıyor. Hollanda'da bu yıl getirilen yasaların Türkiye'yi ilgilendiren yönleri de var. Aile içi şiddet ve toplumsal uyum sorunları nedeniyle Hollanda hükümeti sosyalistlerin tartışmasına karşılık; yurtdışından evlenen gençlere, eşlerinin 21 yaşında olması, aylık gelirlerinin 1350 euro'dan az olmaması ve iyi derecede Hollandaca veya İngilizce bilme şartı getiriyor. AKP'nin düzenlediği kadın toplantısı sürüyor. Gerek ilahiyatçıların, gerek partililerin, gerekse de akademisyenlerin katıldığı oturumlarda süren tartışmaları sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. syilmaz@milliyet.com.tr