04/06/2005 MİLLİYET RAUF TAMER`İN KÖŞE YAZISI ÇUBUKÇU:" KADIN KOTASI, PARTİLERİN KENDİ TERCİHİNE BIRAKILMALI" AKP 2. Kadın Şûrası'ndan ilginç satırbaşları: 1) Yurdumuz Anadolu, meclisimiz baba dolu 2) Partilerimiz erkektir, bu yüzden kadın kolları vardır Önceki sabah İstanbul'un değişik ilçelerinden farklı saatte kalkan çok sayıda minibüs, aynı saatte Harbiye'deki Cemal Reşit Rey Konser Salonu önünde buluştu. Her minibüsten, bahar çiçekleri gibi rengarenk kıyafetleriyle kadınlar indi. Kimisi 4 - 5 yaşındaki çocuğunu da getirmişti. Hatta kundaktaki 2 aylık bebeğiyle gelen bile vardı. Gençler puantiyeli, çiçek desenli, bahar renklerinde eşarplar takmışlar, aynı desen etek ya da pantolonlar giymişlerdi. Yaşça daha büyük olan hanımların tercihi ise daha ağır desen ve renklerdeki türbanlardı. AKP İstanbul İl Kadın Kolları'nın düzenlediği 2. Kadın Şûrası'nın dinleyicileriydi onlar. İstanbul'un değişik ilçelerinden, AKP İlçe Kadın Kolları başkanlarının önderliğinde 10 - 12 kişilik gruplar halinde gelmişler, ama her nedense CRR'yi dolduramamışlardı. Salona giren herkes, sanki birbirini önceden tanıyor gibiydi. Dokunarak iletişim kurulan, bol bol öpüşülen ve fotoğraf çekilen Şûra'da gerek açılış konuşmaları, gerekse oturumlar esnasında salonda değişmeyen ses, cep telefonlarının enva - i çeşit melodileriydi. Akşit - Çubukçu ikilisi Dünkü gazetemizde de haberi vardı: Devlet Bakanı olarak katıldığı Şûra'dan milletvekili olarak ayrılan Güldal Akşit, açılış konuşmasında Nimet Çubukçu ve Halide İncekara'ya "Milletvekili arkadaşlarım" diye hitap ederken herhalde durumdan habersizdi. Ancak öğleden sonraki oturumun konuşmacısı Çubukçu, Akşit'e "Sayın Bakanım" diye hitap ederken, Akşit'in artık sadece milletvekili olduğunu, yerine de kendisinin atandığını herhalde biliyordu. Politikacı olmanın zorlukları da var! Kadın kotasına karşı Biliyorsunuz AKP yönetimi, CHP'nin milletvekili aday listelerinde kadınlara üçte bir oranında kota getirilmesi önerisine geçen hafta karşı çıkmıştı. Mesaj netti: "Kota koymak, kadınlara hakarettir. Zorlamayla olmaz. Zaman ve süreç lazım." Kadın ve Aileden Sorumlu yeni Devlet Bakanımız Çubukçu da doğal olarak seçimlerde kadın kotasına karşı, ancak 2. Kadın Şûrası'nda telaffuz ettiği seçeneğe bayağı aklım yattı. Çubukçu'nun önerisi şu: "Siyasi Partiler Yasası, birbirinden farklı partiler oluşmasının önünde engel teşkil etmektedir. Tüm siyasi partilerin örgütlenmesi, tüzük ve programları aynıdır. Kota konusu, partilerin kendi tercihlerine bırakılmalıdır. İsteyen parti, kendi tüzüğünde kadın kotası koysun. Bence bu, partilerin oy verecek vatandaşa seçenek sunma yarışına dönüşsün." Öneri güzel de, kim uygulayacak orası belli değil! Partilerimiz erkek! Kadın kotasını gönüllü olarak uygulayan parti, eminim sandıkta fark yaratır. Ama Şûra'nın iki erkek konuşmacısından Prof. Dr. Mehmet Altan'ın isabetle işaret ettiği gibi "Partilerimiz sapına kadar erkektir. Zaten bu yüzden de 'kadın kolları' mevcuttur, ama erkek kolları (ya da bacakları) yoktur." AKP'nin 1. Kadın Şûrası'nın da konuşmacılarından olan Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği KA-DER'in Başkanı Ayşe Bilge Dicleli'nin şu tespiti, AKP'de gönüllü kadın kotasının görünür gelecekte hiç mümkün olmadığını ortaya koymaktadır: "1. Kadın Şûrası'ndan sonra yerel seçimler oldu. AKP'nin yerel teşkilatlarında % 1 olan kadın oranı % 0.4'e geriledi. Dünyada genelde kadınlar, yerel yönetimlerde parlamentoya göre daha fazla yer alırlar. Yerel seçimlerin ertesinde Tayyip Bey'e bu soru soruldu. "Teşkilat engelledi" dedi. Yurdumuz Anadolu, meclisimiz baba dolu! Erkek demokrasisinden gerçek demokrasiye ne zaman geçilecek?" Temennim, yerel seçimlerde daha da errrrrkekleşen AKP'de, Çubukçu'nun önerisinin hayal ürünü olarak kalmamasıdır. mtamer@milliyet.com.tr